Yazar: Jeffrey R. Young
Orijinal Bloğun Yayınlanma Tarihi: 28 Eylül 2022
Yazar & Düzenleyen: Yunus YALIN
İçindekiler
Düzenleyicinin Yorumuyla Yazdıkları
Üniversitelerin yapısı itibari ile en fazla benimsedikleri klasik öğrenme biçimi yani ezberci öğretim yapısı günümüzde kırılmaya başlamış olsa da geleneksele bağlı eğitimciler bu yapının çok dışına çıkmak istemiyorlardı.
Covid-19 pandemisi ile beraber online çevrim içi eğitiminin ve sanal sınıfın değeri daha da arttı. Fiziksel materyallerin yerini dijital materyaller yer aldı. Eğitimciler eğitim tarzlarını değiştirmek ve daha fazla dijital materyal üretmek zorunda hissettiler. Bununla birlikte ders, ödev ve sınav yapılarında da değişim gerçekleşti. Ezberci eğitimin yerini okuyarak, yaparak, görerek, analiz ederek, analizleri yorumlayarak ve bunu uygun bir şekilde raporlayarak gerçekleştirilen bir eğitim yapısı geldi. Bu durum eğitmenlere başlangıçta bir miktar içerik geliştirme yükü getirmiş olsa da geliştirilen dijital materyaller bilgi güvenirliği sağlandığı sürece birçok eğitim döneminde hazır olarak kullanılabilir oldu.
Aslında sıfırdan bir şey tasarlamak sözcüğü biraz büyük bir iddia ile atılmış gibi duruyor. Burada öne sürülen yeni bir üniversite modelini Türkiye’de veya diğer ülkelerde halk eğitim merkezleri veya meslek edindirme kursları ile sağlanıyor. Bu yapıyı daha dijitale uygun hale getirerek tam bir diploma yeterliliğinde ders eğitim yeterliliği haline getirmenin daha faydalı olacağı vurgulanıyor. Bence de mantıklı bir yapı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bütünden parçaları tamamlamak parçadan bütünü tamamlamaktan daha zordur. Üstelik bu modelde parçalar konusunda ne kadar yeterli olduğunuzun belgesini almanız da ön görülüyor. Bu yapı, üniversitesini yarıda kesmek zorunda kalan kişiler için muhteşem olacaktır.
Uzaktan eğitimin birçok faydası var. Bunlardan en önemlileri; zaman, para, mekan, ulaşım, eşitlik, kolay güncellenebilir, aynı materyaller dönemlerce kullanılabilir… vb. fakat burada her şeyi uzaktan eğitime geçirmek yerine doğru ve yerinde bir araç olarak kullanmak her zaman fayda sağlayacaktır. Bu durumda karşımıza hibrit öğretim modeli çıkıyor. Hibrit öğretim modelinde materyaller ve içerikler dijital olarak hazırlanır, yeri geldiğinde online canlı sınıflar ile dersler dijital gerçekleştirilir ama pratiklik ve gözlemlenebilirlik adına fiziksel ortamda da bulunulur. Böylece daha az maliyet ve mekan ile daha fazla öğrenciye daha etkin ve kaliteli eğitim imkanı sunulabilir.
Uzaktan eğitim ile uygun fiyatlı yeni eğitim kurumları tasarlanabilir. Böylelikle ülkelerin en ücra, küçük ve ulaşımı kısıtlı bölgelerinde kaliteli eğitim imkanı sağlanabilir.
Her bir dersin belirli kredi sayı oranları bulunur. Örneğin; Matematik 1 dersinin kredisi 5 olarak düşünebilirsiniz. Bir bölümü bitirmek için zorunlu ve seçmeli dersleri tamamlayarak belirlenen toplam krediye ulaşmanız gerekir. Her bir ders bitirmeyi yetkinlik veya yeterlilik olarak düşünecek olursak her dersi bitirdiğimizde o ders konusunda yetkin bir birey olduğumuza dair bir belge verilmesi okulu yarıda bırakmak zorunda kalan öğrenciler için mükemmel bir sonuç doğurur. Fakat burada bir düzenlemeye gidilmesi gerekebilir. Çünkü her bölümde gösterilen aynı dersin farklı kredi puanları bulunuyor. Örneğin; bilgisayar mühendisliği ile bilgisayar öğretmenliğinde gösterilen matematik 1 dersinin kredisi birbirine eşit değil, bu kredi ve kapsamı en doğru noktaya getirmek için çalışmalar yapılabilir. Gelelim ikinci meseleye her bir öğrenci yeni bir bölümü bitirmek isteyip yeni bir bölüme kayıt yaptırdığında önceki kazanımları da beraberinde getireceği için o derslerden muaf olması gerekecektir. Bu da birçok dersi geride bırakıp meslek derslerinin ön plana çıkacağı anlamına gelir. Bu durum öğrenci ve kurum için zaman ve paradan tasarruf etmeyi sağlar.
Çevrim içi eğitim imkanlarını sadece eğitim kurumlarının bir parçası olarak görerek büyük resimden uzaklaşmış oluruz. Bu noktada eğitimin çok yönlü olduğunu hatırlayarak insanları iki hayatının çoğunluğunu iş hayatı ile özdeşleştiğini görebiliriz. Eğitim, öğretim ve uzaktan eğitim yapısına iş verenleri de dahil etmek gerekir. Ortak bir iş ve ilerleyiş anlayışı içerisinde çevrim içi eğitim materyallerini kullanabilir ve yüz yüze eğitimler ile pekiştirmeler sağlanabilir. Bu noktada da eğitimcilerin hibrit eğitime yani uzaktan ve yüz yüze eğitimin harmanlanmasına hangi gözle baktıklarını irdelemek ve bu bakış açısını hibrit eğitimin faydasına olacak şekilde nasıl şekillendirilebileceği konusunda çalışmalar yapmak gerekir.
Yükseköğretim kurumları yeterince vizyon sahibi olarak davranmazsa eğitimin ve yükseköğretimin değişmesi ve gelişmesi söz konusu olamaz. Farklı fikirlere sahip ve kazan kazan prensibi ile hareket eden yükseköğretim dışındaki firmalar yükseköğretime yön vermeye başlar. Bu firmalar herkesin daha karlı ve kaliteli bir eğitim almalarını sağlayabilir.
Yeni her zaman korkutucudur. Kimse konfor alanından ödün vermeyerek gelişim sahibi olamaz. Bu önermeler göz önünde bulundurulunca eğitimciler yeni bir eğitim modeline belli kaygılar ile yanaşmak istemeyebilir. Bu noktada eğitimcilere somut fikirler sunup, bu yeni hibrit üniversite biçimini detaylandırmak gerekebilir.
Somut önerilerin öne çıkması için araştırma geliştirme (ar-ge) çalışmaları yapılması ve finansmanın sağlanması gerekir. Bu adımda melek yatırımcılardan ve eğitime önem veren kuruluşlardan yararlanılabilir. Somut bir örnek ile eğitimcilerin karşısına çıkmak eğitimcileri konfor alanlarından çıkmaya teşvik edecektir.
Yükseköğretim eğitmenleri derslerini daha faydalı bir hale getirmek için hibrit eğitim modeline göre konunun en yetkin uzmanlarının çalışmalarını, eğitim videolarını ve dijital materyallerini ev ödevi olarak verebilir. Bu dijital öğrenme sonrasında eğitmenler yüz yüze derslerinde öğrencileri ile konunun üzerinden geçerek detaylandırabilir ve öğrencilerin kafalarındaki farklı sorulara yanıtlar arayabilir. Bu sorular ve eksiklikler göz önünde bulundurularak eğitim üreticisi konunun uzmanı kişilere nerelerin anlaşılmadığını ve nerelerden soru geldiği aktarılarak eğitimin kalitesi daha da arttırılabilir.
Bu noktada alanında uzman bir profesörün oluşturduğu materyallerin düzenlenebilir ve geliştirilebilir olması gerekecektir. Kullanıcı geri dönütleri ve bilginin gelişip değişmesiyle birlikte ihtiyaç duyulan bir olgudur. İhtiyaçlar doğrultusunda her bir eğitim kaynağının özelleştirilebilir olması açık kaynak eğitim içeriği olarak adlandırılabilir. Fakat bu durum eğitim üreticileri tarafından olumlu karşılanmayabilir. Buradaki yapıyı devlet veya bir firma güvencesi altında tutmak gerekir. Böylelikle ana ve ara eğitim üreticisi veya geliştiricisine eğitim için yapılması gereken ödeme yapılabilecektir. Aksi takdirde bu muhteşem yapı gelirlerini kaybeden eğitmenlere ve eğitimin kalitesinin düşmesine de neden olabilir.
Dijital materyallerin oyunlaştırılarak ve yönergelendirilerek hazırlanması kişilerin dikkatini ve eğitim verimliliğini arttırır. Yapılan çalışmalarda paylaşılan materyallerin kullanımı yaygınlaştıkça kullanım ve paylaşım oranı da artmaktadır.
Araştırma ve geliştirmeye katkı sağlandıkça kişilerdeki istek ve değişim bariz bir şekilde gözlemlenebiliyor.
Eğitim farklı bir yapıda şekillenirken tekelleşmenin önüne geçilmesi ve tüm fikirlerin değerlendirilmesi gerekir. Tek bir doğru yol veya tek bir doğru cevap olmayabilir. Ya da farklı fikirlerin hayata geçirilmesi verimi arttırabilir. Deneyimlemek ve denetlemek buradaki en önemli faktörü oluşturacaktır. Değişkenler ve değişiklikler doğru yönlendirilirse iş birliği içerisinde en doğru sonuç elde edilmiş olacaktır.
Yükseköğretimin Geliştirilebilir Önermelerine Öneriler
Araştır, Üret, Yorumlat, Öğret, Geliştir ve Tekrar Et
Geleneksel yüksek öğretimde öğret ve test et yöntemiyle sadece öğretim yüksek öğretimin büyük bir kısmını kapsıyor. Yükseköğretimin asıl amacı gelecek olursak bilim üretmek diyebiliriz. Fakat bu durum istendiği şekilde ilerlemiyor. Durumu doğru noktaya getirmek için öncelikle üniversitenin araştırma yapan bir yapıya bürünmesi gerekir. Araştırmalar sonucunda dijital materyallerin üretimini gerçekleştirerek araştırmaları somutlaştırabilir ve yetkin kişilerin yorumuna açık hale getirilebilir. Onaydan geçen materyaller öğretilir ve öğrencilerin geri dönütleri dikkate alınarak geliştirilir. Tüm süreç tekrar edilerek sayısız materyale ve zamandan kazanca yardımcı olur. Başlangıçta bu durum zaman ve para kaybı olarak görülse bile materyallerin tekrar tekrar kullanılabilecek olması bu durumu görmezden gelmeyi sağlayacaktır.
Fiziksel Kampüsler Her İhtiyacı Karşılamalı
Yükseköğretim yani üniversite kampüsleri öğrencilerin ihtiyaçlarını maalesef ki karşılayamıyor. Bunun için öncelikle üniversite kapasitesi kadar mümkünse üniversite alanı içerisinde barınma alanları oluşturulmalı ve öğrencilerin yurtları okuldan olabildiğince uzağa yerleştirilmemelidir. Ayrıca okulun internet alt yapısı en iyi fiber teknolojisi ile yapılandırılmalıdır. Bununla birlikte sosyal alanlar, kütüphaneler, çalışma odaları, yemek, alışveriş, kuaför vb… bir kişinin ihtiyaç duyduğu tüm imkanlar üniversite bünyelerinde sağlanabiliyor olması gerekir. Bu imkanlar sağlandığında öğrenci için sadece eğitim ve araştırma faaliyetlerine zaman ayırmaları kolaylaşacaktır.
Dersler Kurslara, Kurslar Yetkinliklere Dönüşsün
Öğrenciler yükseköğretim hayatlarına başlayıp bir süre ilerleme gösterdikten sonra çeşitli nedenlerden dolayı üniversite eğitim hayatlarını yarıda kesmek zorunda kalabiliyor. Bu gibi durumlardan öğrenciler için üniversite hayatı boşa geçirilmiş bir zaman niteliği taşıyabiliyor. Bu durumu çözmek için dersleri bir halk eğitim kursu gibi tasarlayıp standart kurslar gibi sertifikasyon sağlanabilir ve kişisel yetkinlikler tablosu oluşturulabilir. Bu yetkinlikler yarın tekrardan yükseköğretime başlandığında sayılarak zaman, para ve mekandan tasarruf sağlanabilir.
Bu Bir Ekip İşi
Üniversitelerde onlarca fakülte ve yüzlerce bölüm var. Farklı bölümlerde aynı dersleri alan binlerce öğrenci var. Bunu göz önünde bulundurduğunda aynı dersleri farklı bakış açısıyla göz önünde bulundurarak ortak dijital materyaller oluşturabilir.
Üniversite ve Ticari Kuruluşlar El Ele
Üniversiteler bilginin üretildiği yer olmalarının yanı sıra ticari kuruluşlara yani iş yerlerine yetkin çalışanlar yetiştirme misyonuna sahiplerdir. İşverenler ve üniversitenin iş biçimini daha yakın ve ders/staj işleyişini daha etkin hale getirmek eğitimin kalitesini arttıracaktır.
Üniversiteler henüz ders yetkinliği ve yeterliliği konusuna hazır olmasalar bile hibrit eğitim modeli ile yükseköğretim kurumlarına yön verebilirler. Araştır, üret, yorumlat, öğret, geliştir ve tekrar et prensibi ile öğrencilerin eğitimi çok yönlü olarak almaları sağlanabilir. Bu da daha kalifiye öğrenciler ve sonrasında çalışanlara evrimleşecek bir yapı oluşturmanın ilk adımları olacaktır.
Geleceğin eğitim biçimi olarak gördüğümüz yetkinlik ve yeterlilik belgeli ders bazlı eğitim bir fikirden öte gidecektir. Mevcutta bu işi halk eğitim merkezleri ve meslek edindirme kursları sağlamaktadır. Bu sistemin daha kaliteli biçimi neden üniversitelerde olmasın?
Advancity olarak 20 yılı aşkın uzaktan eğitim deneyimi geleceğin hibrit eğitim deneyimi ile harmanlanarak kaliteli içerikler ve kalifiye çalışanlar üretme işinde yükseköğretim kurumlarına öncülük etmemizi sağlıyor.
Hibrit öğrenim yönetim sistemlerinin uzaktan eğitime ve yüz yüze eğitime katacağı değer Advancity olarak bizim de misyonumuz ile doğru orantılı ilerlemektedir. Bu işin öncülerinden olmak bize mutluluk veriyor.
Yeni fikirler ve yeni adımlar sizlerde üniversitenizde hibrit eğitime adım atmak istiyorsanız, sizin için en doğru seçenek ve ihtiyaçlarınıza yönelik araçları Advancity’de bulabilirsiniz. Bizi telefon numaramızdan arayarak geleceğin deneyimine ilk adımı atabilirsiniz.
Telefon numaramız: +90 (216) 445 07 25
Orijinal Makalenin Düzenlenmiş Hali
Amerika Birleşik Devletleri’nde kar amacı güden girişimcilerin yeni seçenekleri dışında, internetin ve bilgi ekonomisinin yükselişine rağmen seçenekler on yıllardır pek değişmedi. Bu boyutta bakacak olursak ABD üniversite temel şekil ve boyutlarına göre dört başlıkta incelenebilir.
Araştırma Üniversiteleri
Güzel Sanatlar Üniversiteleri
Sosyal Üniversiteleri
Teknik Üniversiteleri
Covid-19 salgın pandemisi tüm eğitimcileri daha fazla çevrimiçi araçları öğrenmeye ve kullanmaya teşvik etti. İş piyasası da bu durumdan eğitim öğretim kadar etkilenen bir başka alan oldu. Bu etki değişimi de beraberinde getirdi.
Gelin o zaman aşağıdaki zor iki soruya Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden beş profesör ile beraber yanıtlar arayalım.
Peki ya 2022 için sıfırdan tasarlanmış yeni bir üniversite modeli olsaydı?
Uzaktan eğitim harç parasına değiyorsa, o zaman üniversitenin değeri nedir?
Geçtiğimiz günlerde yayınladıkları "Uygun Fiyatlı Yeni Bir Eğitim Kurumu Tasarlamak İçin Fikirler" başlıklı beyaz kitap makalesinde, son birkaç yılda ortaya çıkan çeşitli eğilimlerden yararlanacak yeni bir üniversite biçimi için bir yol haritası ortaya koyuyorlar.
Yeni yol haritasında yepyeni bir şey olmamasıyla birlikte temel fikirlerden biri, öğrencilere kurs setlerini tamamladıkça çeşitli alanlarda sertifikalar vermek ve daha sonra bir lisans için gereklilikleri karşılamak üzere yeterli sertifika kazanıldığında bir derece vermektir. Bu fikir istiflenebilir kimlik bilgileri olarak bilinir.
Belki olması gereken hem işverenlerle ortaklığı benimseyen çevrimiçi eğitim materyalleriyle hem de yüz yüze öğretimi ve güzel sanatları korumakta ısrar eden bir modeldir. Ana önermeyi irdeleyecek olursak, önemli bir değişimin ancak profesörlere yönelik teşviklerin değişmesi halinde gerçekleşecek olmasıdır.
Beyaz kitabın hazırlanmasına öncülük eden MIT profesörü Sanjay Sarma, EdSurge'e verdiği bir röportajda, "Farklı teşviklerle farklı bir yapı oluşturmazsanız, işler değişmez." dedi. “Yükseköğretim düzeltilmezse, başka biri düzeltecek ve başka biri liderliği üstlenecek" diye ekliyor ve bu "başka birinin" muhtemelen yükseköğretim dışındaki kuruluşlar olacağını belirtiyor.
Makalenin yazarları, çalışmalarının katı bir şablon metninden ziyade tartışma için bir başlangıç noktası olmasını umduklarını söylüyorlar. Ancak makale yazarları, mevcut sistemdeki boşluklar olarak gördükleri noktaları doldurmak için yeni eğitim kurumu (NEİ – New Educational Institution) olarak adlandırılan bu yeni üniversite türünün, neleri içermesi gerektiğine dair bir dizi somut öneri ortaya koyuyorlar.
Makale; MIT'deki Abdul Latif Jameel dünya eğitim laboratuvarı tarafından yayınlandı. Profesörlerin geçtiğimiz yıl boyunca araştırma ve makalenin yazımı için harcadıkları zamanın finansmanı, bir iş adamı, hayırsever ve Illinois'in eski Cumhuriyetçi valisi Bruce Rauner tarafından sağlandı.
NEI (Yeni Eğitim Kurumu) modelinin alışılmadık bir yönü, profesörlerin diğer üniversitelerde geliştirilen çevrimiçi ders materyallerini benimsemelerini teşvik etmektir. Başka bir deyişle, bu yeni tip üniversitedeki bir profesör, bir MIT profesörünün bazı ders videolarını ev ödevi olarak verebilir. Ancak daha sonra yerel profesör materyalle ilgili tartışmaları yönetecek ve yüz yüze sınıf oturumlarında kendi bakış açısını ekleyecektir. Bu kısmen, bazı MIT profesörlerinin halihazırda kullandığı, Küçük Özel Çevrimiçi Kurs ya da SPOC olarak adlandırılan ve on yıl önce büyük ilgi uyandıran Kitlesel Açık Çevrimiçi Kursların ya da MOOC'ların özelleştirilmiş bir uyarlaması olan bir modeli benimsiyor.
Beyaz kitabın yazarlarından biri ve MIT'de edebiyat profesörü olan Diana Henderson, ideal olanın bu yeni üniversite türündeki profesörlerin araştırma zamanlarının bir kısmını, diğer profesörlerin daha önce internette yayınladıkları zengin ders videolarını ve diğer materyalleri uyarladıktan sonra bunlara eklemeler yaparak geçirmeye teşvik edilmeleri olduğunu söylüyor. Bu da özelleştirilebilir açık eğitim kaynakları kavramının bir yansımasıdır
Henderson böyle bir yaklaşımın işe yaradığını kendi deneyimlerinden de gördüğünü söylüyor. Pandemi sırasında, MIT'de Shakespeare'in "Venedik Taciri" oyunu hakkında verdiği bir ders için hazırladığı materyalleri yayınladı. Kısa bir süre sonra, Boulder'daki Colorado Üniversitesi'nden bir profesör, "Filmde Shakespeare" dersi için bu materyallerden bazılarını atamaya başladı.
Henderson bir röportajında, "Bu, araştırma hakkındaki düşüncelerimizi genişletiyor," dedi.
Henderson; amacın, tanınmış bir üniversitede geliştirilmiş olsa bile, tek bir ders materyali seti etrafında standartlaşmak olmadığını ve "Bu, MIT'den havalı ve harika oyuncaklarımızla diğer okulları kolonileştirmek değil" diye vurguladı. "Tüm cevaplara sahip olduğumuzu söylemeden iş birliği yapabileceğimiz, ortak olabileceğimiz ve öğrenilen dersleri paylaşabileceğimiz bazı yollar gösteriyoruz."
Beyaz bültende yer alan diğer bazı önemli noktalar ise şu tavsiyeleri içeriyor.
Ana Fikri Araştırmadan Öğretime Yönelmek
Günümüzde araştırma üniversiteleri araştırmayı ödüllendirmekte ve profesörlerin öğretim materyallerini geliştirmeleri konusunda zaman harcamaları için çok az teşvik sunmaktadır. NEI (Yeni Eğitim Kurumu) bunu değiştirerek, bir profesörün zamanının yüzde 80'inin öğretime ve yüzde 20'sinin ise araştırmaya harcanmasını öneriyor. Bu modelde; öğretime odaklanan çoğu toplum kolejinin aksine, araştırma hala önemli bir parça olacaktır.
Fiziksel Kampüsü Yalın ve Öğrenmeye Uygun Hale Getirin
Kolejler ve üniversiteler öğrencilerle rekabet edebilmek için kampüs inşa etme yarışına girmişlerdir. NEI’nin (Yeni Eğitim Kurumu) önerisine göre herhangi bir engeli aşacak ve Sarma'nın "pedagoji, öğrenciler ve sonuçlara odaklanan çok yalın bir fiziksel tesis" olarak adlandırdığı şeye odaklanır. Bazı durumlarda bu yapı, ders vermek için kütüphaneler ve diğer tesislerle ortaklık kurmak anlamına gelebilir.
Lisans Derecesini Bir Dizi Mikro Krediye Dönüştürün
Milyonlarca öğrenci üniversitelerini yarıda kesmek zorunda kaldıkları için diploma alamıyor. NEI (Yeni Eğitim Kurumu), üniversite boyunca öğrenilecek materyalin sadece bir kısmını tamamlayan öğrencilerin bile ne öğrendiklerini gösterecek bir belge veya belgeler bütünü ile çıkmalarını sağlamayı önerdi. Makalede belirtildiği üzere: "Aslında bu, diploma transkriptlerini yan dallar ve ana dalların bir karışımına dönüştürüyor. ... Bir dereceyi tamamlamayan bir öğrenci yine de birkaç mikro-krediye sahip olabilir."
Derslerin ve Konsantrasyonların Ekip Halinde Verilmesini Teşvik Edin
NEI’nin (Yeni Eğitim Kurumu) önerisi; güzel sanatları müfredata dahil etmek için farklı disiplinlerden öğretim üyelerinden oluşan ekipler kurulmasını öneriyor. Makalede belirtilene göre; "Örneğin, bir makine öğrenimi mikro-kredisi matematik, bilgisayar bilimi, sosyoloji ve etik derslerini içerebilir. Bu alanlardan gelen öğretim üyeleri müfredatı yönetmek ve öğretmek için birlikte çalışabilir."
Kredi İçin İşverenlerle Staj İmkanı Sağlayın
NEI (Yeni Eğitim Kurumu), üniversitelerin ve işverenlerin müfredata da uygun stajlar yaratmak için birlikte çalıştıkları "(Co-op) İşbirlikçi – Karşılıklı Dayanışma İçinde" modelinin benimsenmesi çağrısında bulunuyor. Bazı üniversiteler bunu zaten yapıyor. Ancak bu uygulamayı koordine etmek büyük çaba gerektiriyor ve geleneksel üniversitelerde henüz yaygınlaşmadı.
Herhangi birinin devreye girip bir NEI (Yeni Eğitim Kurumu), kurmaya hazır olup olmadığı belli değil, ancak beyaz kitabı kaleme alan profesörler, bu fikri daha fazla tartışmak ve ilgi uyandırmak için Kasım ayında bir forum düzenlemeyi planlıyor.
Northeastern Üniversitesi Yükseköğretimin Geleceği ve Yetenek Stratejisi Merkezi'nin kurucusu ve yönetici direktörü Sean Gallagher, e-posta yoluyla yaptığı bir görüşmede, bu belgeyi son yıllarda giderek artan alternatif yükseköğretim fikirlerinin bir onayı olarak gördüğünü söyledi.
Gallagher, "Deneyimsel öğrenme (“Co-op” İşbirlikçi – Karşılıklı Dayanışma İçinde) ve çevrimiçi öğrenmenin lisans deneyimine değer katmanın merkezinde yer alabileceğinin kabul edildiğini görmek heyecan verici" dedi. "Bu modellerin her ikisi için de çok önemli bir talep var, ancak yeterince yararlanılmıyor."
Makaleyi kaleme alan profesörlerden bazıları geçmişte yeni üniversitelerin tasarlanmasına yardımcı olmak için çalışmış. Örneğin Sarma, MIT'nin Singapur Teknoloji ve Tasarım Üniversitesi'nin kurulmasına yardımcı olmak için yaptığı danışmanlık çalışmasına liderlik etti.
Yeni üniversite türlerini hayal eden ilk MIT profesörleri de onlar değil, dönemin MIT dekanı Christine Ortiz, 2016 yılında derslerin ya da sınıfların olmadığı yeni bir üniversite türü başlatmak üzere üniversiteden ayrıldı. Bu fikir, web sitesinde "90'dan fazla lisans öğrencisine eğitim verdiği" ve 90 kuruluşla ortaklık kurduğu belirtilen “Station1” adlı kar amacı gütmeyen bir üniversiteye dönüştü.
Benim 25 yıldır müdafaa ettiğimbir konu . Bir ders bütün üniversiteler tarafından paylaşılmalıdır . Bilgi paylaşmakla bitmez . Paylaşmakla bitmeyen yegane şeydir .
Super bir makale . Ama kendi kendinizi eğlendiriyorsunuz . Halka mal edin . Vatan kurtaran aslan olun .
Şu an online konusunda çok kritik . 8.4 milyon öğrenciinin % 50 si belki bu sene kasımda üniversiteye kayıt yaptırmayacak . Büyük bir yıkım . Klasik eğitimin maliyeti öğrenci başına yılda 200.000 lira ve mezunları kimse işle almıyor . Kalite kötü ..
Çare online . En mükemmel ilk 10 üniversite ( Ortadoğu, Boğaziçi, Hacettepe... ) onbinlerce online derse sahip . Bir düğmeğe basmakla 5 milyon öğrenciye online erişir .
Kalite super
maliyet sıfır
Bir tek eğitimci bu konuda konuşmuyor .
Bukadar cahil miyiz ?
Derhal bu ilk 10 üniversi,te online eğitime açılsın ve 5 hatta 10 milyon öğrenciye online eğitim versin .…